Taşınmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri (bebek.com 2007) Taşınmanın etkileriyle ilgili olarak birkaç faktörden sözedilebilir. Tepkiler çocuktan çocuğa kişilik özelliklerine göre değişebilir. Eğer çocuk yeni ortam ve durumlara kolaylıkla uyum sağlayabilen bir kişiliğe sahipse taşınma onun için, daha zor uyum sağlayıp, daha uzun zamanda arkadaş edinebilen bir çocuğa göre daha kolay atlatılabilir bir durumdur. Öte yandan bir boşanmanın, veya bir kaybın ardından gelen zorunlu bir taşınmanın etkileri elbetteki daha yoğun ve karmaşık olur. Çocuğun yaşı da gözönünde bulundurulması gereken bir başka faktördür. Ayrıca çocukların tepkileri ve başa çıkma mekanizmaları yaş dönemlerine göre de değişebilir. Anne babaların taşınmayla birlikte bazı sorunların oluşabileceğini doğal olarak kabul etmeleri ve bu konuda rahat olmaları uygun olur. Taşınmayı ve yeni hayatlarını ne kadar sabırsızlıkla bekliyor olurlarsa olsunlar, eskiye özlem zaman zaman hissedecekleri bir duygu olacaktır. Tıpkı kendileri gibi çocukları da alışık oldukları ve bir bağlanma geliştirdikleri evlerini, odalarını, yataklarını, mahallelerini, her zaman şeker almak için uğradıkları marketlerini, belki de okullarını ve arkadaşlarını terkediyor olacaklardır. Çocukların “aynılık ihtiyacı” ve değişiklikle gelen tepkileri gözönünde bulundurulduğunda taşınma çocuklar için gerçekten güç olabilir. Bazı çocuklarda taleplerin artması, bebeksi hareketler, dikkat çekmeye yönelik davranışlar, öfke patlamaları, üzüntü, kızgınlık, endişe gibi duyguların artması, yuva-okul uyumsuzluğu, uykusuzluk, iştahsızlık, gece korkuları, altını ıslatma, vs. gibi çeşitli tepkiler ortaya çıkabilir. Bu tepkileri en aza indirebilmek ve taşınmayı olabildiğince olumlu bir süreç olarak yaşamak için çeşitli yollar izlenebilir. Herşeyden önce anne baba olarak taşınma sürecinde çocuğunuzun size her zamandan çok ihtiyacı olduğunu unutmamakta fayda vardır. Taşınma toplanma, paketleme, ağır eşya taşıma, temizlik gibi bir sürü fiziksel anlamda da yorucu iş içerir. Bu kadar iş arasında kaygı seviyenizi normal tutmaya çalışıp, çocuğunuza karşı belki de her zamandan daha fazla anlayışlı olup, onun duygu ve düşüncelerine kulak vererek onunla bire bir ilgilenip, göz göze diz dize oyun oynamaya vakit ayırmak uygun olur. Çocuk yetiştirirken onu dinleyebilmenin -yani kesmeden, bölmeden, araya girmeden sadece ne dediğini duyabilmekten sözediyorum- en önemli anne baba meziyetlerinden biri olduğunu düşünürüm. Bu meziyet taşınma gibi sıradışı zamanlarda daha da önem kazanır. Çocuğu dinlemek, taşınmayla ilgili içinde oluşan hem olumlu hem olumsuz duygularını duyup kabul etmek; hatta siz büyüklerde oluşan benzer duyguları da çocukla paylaşmak onlara iyi gelir. Annesinin gayet rahat ve doğal bir şekilde “biliyor musun yeni evimizde yaşamak için sabırsızlanıyorum ama burayı da çok özleyeceğimden eminim, özelikle de balkondan görünen şu ağaçları” diyebilmesini duyan bir çocuk benzer duyguları annesinin de hissediyor ve bununla ilgili gayet güvenli oluşuyla birlikte rahatlayabilir. Bazen anne babalar çocuklara taşınacaklarını ne kadar geç söylerlerse herşeyin daha kolay olacağını düşünürler. Bu büyük bir hata olabilir. Çocuğu taşınmaya hazırlarken taşınılacağını olabildiğince erken söylemek ve neden taşınıldığını en iyi şekilde açıklamak çocuğun bu fikirle başa çıkmasına yardımcı olur. Ayrıca yeni ev arama sürecine, ev bulunduğunda yeni eşya alma, dekorasyona karar verme (özellikle kendi odası için) gibi aşamalara çocuğu dahil etmek, hem onun da fikirlerine saygı duyulduğunu göstermek ve çocuğun özgüven gelişimi açısından iyi bir fırsattır, hem de taşınma fikrine daha çabuk uyum sağlamasını sağlar. Öte yandan çocukların komşulara, sevdiği insanlara ve arkadaşlarına veda edebilmeleri için bir veda partisi yapmak çocukların teker teker ev dolaşmaktansa bir defada veda edebilmelerini ve bu gidişi somutlaştırabilmelerine yardımcı olur. Taşınmayla birlikte çocuklara herşey yeni ve korkutucu gözükür. Bu yenilik ortamı içerisinde bazı şeylerin hala aynı oluşu onları rahatlatıp güvende hissettirebilir. En sevdikleri oyuncakları, kitapları, battaniyeyi, varsa uyku objelerini paketlemeden, rahatça ulaşabilecekleri şekilde bir çantaya koyup arabayla taşımak en iyisidir. Ayrıca yemek ve uyku zamanları gibi rutinleri de olabildiğince aksatmadan sürdürmek çocukların aynılık ihtiyacına katkıda bulunur. Taşınma sürecini bazen yetişkinler eskimiş eşyalardan kurtulma ve yeni bir düzen oturtma olarak görürler. Ancak, eski eşyaları atarken çocukların sevdiği ve değer verdiği objelere -ne kadar eskimiş ve yıpranmış olursa olsun- dikkat etmek gerekir. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar küçülmüş eşyalarından bile kurtulmakta zorlanırlar, bunlarla ilgili kayıp duyguları hissederler. Atılacak eşyalarla ilgili olarak -hele sözkonusu olan kendi eşyalarıysa- çocuklara danışmak ve bir fikir birliğine varmak iyi olur. Çocukları yeni ev civarında eğlenceli bir “çevreyi tanıma turu”na çıkarmak, sokakları göstermek, bundan sonra alış veriş edecekleri marketten ilk bisküvilerini almak gibi aktiviteler de yararlı olabilir. Ayrıca yeni arkadaş edinebilecekleri ortamlar yaratmak, örneğin evde bir “merhaba partisi” vermek, veya mahalledeki çocukları tanıştırabilecek çocuğu olan bir komşu ayarlamak iyi bir fikir olabilir. Taşınmanın etkileri ne kadar sürerse sürsün sonunda çocuklara “bir süre sonra herşeyin artık o kadar da yeni ve ürkütücü gelmemeye başlayacağının” teminatının anne baba tarafından verilmesi çocuklara güven duygusu verir. Zaten karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan ilişkilerin yaşandığı, iletişimin güçlü ve olumlu olduğu, kişilerin birbirini dinlediği ve anladığı, birlikte bir yaşamdan zevk alındığı bir aile ortamında çocuklar taşınma gibi zahmetli bir sürecin üstesinden kolaylıkla gelir, hatta bu deneyimi kişiliklerinin gelişiminde olumlu bir basamak olarak kullanırlar. Bihter Mutlu Gencer |