BOŞANMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

TV8 Kanalı'nda 27.10.2006 tarinde yayınlanan Info Sağlık Programı'nda Bihter Mutlu Gencer'le yapılan röportaj ve yine aynı konu başlığı altında Digitürk Elmax Kanal 17'de 18.12.2006 tarihinde yayınlanacak olan Annenin Günlüğü programında Bihter Mutlu Gencer'le yapılan sohbetin özetidir:

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?

Bihter Gencer: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki boşanma doğası gereği sevimsiz ve problematik bir süreç. Çocuklar açısından hiç problemsiz atlatılmasını beklemek mümkün değildir. Çocuklar elbetteki olumsuz etkilenecekler, fakat ne kadar etkileneceklerini ve bu süreçten çocukların minimum derecede etkilenerek çıkmaları -yani kaldırabilecekleri kadar- anne babanın doğru tutumları izlemesiyle mümkün olabilir. Zaten çocuklarda bazı uyum ve davranış problemlerine neden olan boşanmanın kendisi değil, anne babanın boşanma sırasındaki izledikleri hatalı tutumlarıdır.

Peki nedir bu hatalı tutumlar? Anne babalar neleri yapmamalılar?

BG: Önce neleri yapmalılar, isterseniz bunu konuşalım. Anne babanın boşanacaklarını çocuklarına nasıl söyleyecekleri çok önemli. Bazen anne babalar “çocuğa ne kadar geç söylersek o kadar iyi olur” diye düşünürler. Muhtemelen nasıl söyleyeceklerini bilemediklerinden veya çocuğun tepkisinden korktukları için böyle hareket ederler diye düşünüyorum. Fakat kesin karar verildikten sonra en kısa zamanda bunun çocukla paylaşılması önemlidir. Öncelikle anne baba bunu nasıl söyleyeceklerini planlamalılar. Çocuklarının göstereceği tepkiler, soracakları sorular için hazırlıklı olmalılar. Daha sonra çocuğun yaşı ne kadar küçük olursa olsun anne babanın birlikte, çok açık ve net bir dille, boşanmanın ne demek olduğunu tam olarak anlamasını sağlayarak bu açıklamayı yapması gereklidir. Anne baba bir aile ortamı toplayarak şöyle söyleyebilirler: “Yavrucuğum sana söylememiz gereken önemli bir konu var. Sen de biliyorsun ki biz uzun zamandır anlaşamıyoruz, hep kavga ediyoruz, bu nedenle boşanmaya karar verdik, artık ayrı evlerde yaşıyor olacağız, yani artık karı koca olmayacağız, fakat senin annen ve baban olmaya ve seni her zaman çok sevmeye devam edeceğiz.” Bunu bu şekilde açık bir dille söyledikten sonra çocuğun sorularına cevap vermek, yaşanabilecek olumsuz duygulara ve davranışlara, öfke patlamalarına fırsat tanımak ve kabul etmek gerekir. Çocuklar “peki şimdi ben ne yapacağım, evim neresi olacak, nerde uyuyacağım, kim yemek yedirip banyomu yaptıracak, hangi okula gideceğim?” gibi kendi güvenlik ve bakımlarıyla ilgili konuları merak ederler. Geleceğin çocuk açısından tahmin edilebilir olması çok önemlidir. Gelecekle ilgili yeni düzenlemeleri çocuğumuza ayrıntısıyla anlatmak gerekir. Ayrıca “bize bu konuyla ilgili istediğin soruyu sorabilir, düşünce ve duygularını anlatabilirsin” şeklinde iletişim kapılarını açık bırakmakta fayda vardır.

Peki çocuğun duygularını kabul etmek dediniz, hangi duygular bunlar?

BG: Alınan haberle ilgili olarak üzüntü, öfke ve kızgınlık, daha büyük çocuklarda anne babayı suçlamalar yaşanabilir. Tüm bu duyguları kabul edici bir tavır çocukları rahatlatır. Ayrıca bütün çocuklar bilinçli olarak veya bilinçdışından anne babasının kendileri yüzünden boşandıklarını düşünürler. Genelde kavgaların çocuk yetiştirmeyle ilgili görüş farklılıkları dolayısıyla yaşanması –en azından görünüşte böyle olması- nedeniyle böyle düşünebilirler. Bu düşünce de çocukta suçluluk duygularını da beraberinde getirir. Anne babalar çocuğa “bu kararımız asla seninle ilgili değil, senin yüzünden boşanmıyoruz, seni hep sevmeye ve korumaya devam edeceğiz” şeklinde defalarca söylemelidirler.

Çocuğumuzun duygularını kabul ederken, onları kendi duygularımızdan da haberdar etmek yerinde olacaktır. “Biliyorum üzüldün, ben de çok üzgünüm, keşke bunu yapmak zorunda olmasaydık” gibi. Çocuğumuzu “korumak” adına hiçbir şey yokmuş gibi, sanki üzülmüyormuşuz gibi davranmaya çalışmak çocukta kafa karışıklığına neden olur, duyguların doğru ifade edilmesi konusunda yanlış bir model temsil eder.

Evet başta yapılmaması gerekenler demiştik... Nedir bu hatalı olan tutumlar?

BG: Çocuğumuz sözkonusu olduğunda medeni ve mantıklı davranabilmek çok önemli. Ne de olsa karı kocalık biter ama anne babalık hayat boyu devam eder. Çocuğun doğumgünü, okulun ilk günü, son günü, mezuniyet töreni gibi zamanlarda anne baba olarak çocuğun yanında olunması için bu medeni ilişkiye ihtiyaç vardır. Karşı tarafa ne kadar kızgın olursak olalım bu öfke duygularımızı çocuğumuzla olan ilişkimizden ve onun karşı tarafla olan ilişkisinden ayırabilmeyi başarmak zorundayız. Unutmayalım ki çocuğumuz bizim hissettiğimiz kızgınlıkları hissetmek zorunda değildir. Elbetteki anneyi de babayı da çok sever, sevmeye devam edecektir, hatta yaşadığı kayıp duygularıyla daha da bağlanabilir. Bırakalım çocuğumuz karşı tarafı sevmeye devam ettiği hiçbir suçluluk duygusuna kapılmadan rahat rahat ilişkisinin tadını çıkarsın. Bunun tamamen sizin tarafınızdan kabul edilebilir olduğunu çocuğa anlatmalı ve hissettirmeliyiz. Hatta yeni eşler sözkonusu olduğunda dahi bu yeni yetişkinlerle de sağlıklı ilişkiler kurabilmesini desteklemeli ve oluşabilecek rekabet duygularımızı da sadece kendimize saklamalıyız.

Çocuğumuza yaşadığımız kızgınlıkları yansıtmak, çocuğu taraf olmaya zorlamak, haklı olduğumuzu çocuğa kabul ettirmeye çalışmak, karşı tarafı kötülemek, çocukla karşı tarafa mesajlar göndermek, şimdi olmasa bile bir gün gelip bizim haklılığımızı kabul edecek gibi fantaziler kurmak, sadece işleri daha da komplike hale getirmekten başka hiç bir işe yaramaz.

Boşanma sonrasında genel olarak çocuk annede kalıyor ve babayı çok daha az görüyor. Doğal olarak daha fazla özlüyor. Bu durumda babaların nasıl davranması gerekir?

BG: Babayı veya haftasonları kimde kalıyorsa çocuğun bu ebeveyni daha fazla özlemesi elbetteki normaldir, fakat bu ilişkinin ille de sağlıksız olacağı anlamına gelmez. Çocukla geçirilen zaman kaliteli olduktan sonra sağlıklı bir ilişki devam edebilir.

Psikologlar kaliteli zamandan çok sözederler. Nedir bu kaliteli zaman?

BG: Babanın çocuğu o lunaparktan bu alışveriş merkezine gezdirmesi ve pahalı hediyelerle kendince gönlünü alması yerine evde yerde gözgöze dizdize sevgi yoğunluğuyla oynanan yarım saatlik bir oyunun, veya çocuğun ve babanın kendi hayatlarıyla ilgili yapılan derinlemesine sohbetlerin yerini hiçbir pahalı aktivite tutamaz. Bu bağlamda tekrar etmek istiyorum: Boşanma sonrasında babanın haftasonları ne zaman saat kaçta alıp geri getireceği, bir saat değişikliği varsa veya çocuğu alamayacaksa önceden bunun çocuğa bildirilmesi gibi konular çocuğun hayatının tahmin edilebilir olması ve belirsizlik duygularıyla başedebilmesi için hayati önem taşır. Ayrıca boşanma sonrasında iki evde de temel kuralların birbirine yakın olması (yatma vakti, yemek, tv saatleri gibi) çocuk için daha uygundur.

Boşanma sürecinde mutlaka bir psikoloğa başvurmak gerekli midir?

BG: Başta da söylediğim gibi çocukta oluşabilecek duygusal problemlere, uyum ve davranış güçlüklerine boşanmanın kendisi neden olmaz. Boşanma sürecindeki hatalı tutumlar bu sonucu doğurur. Eğer doğru tutumlar izlenirse muhakkak psikoloğa başvurmak gerekli olmayabilir. Yine de bu süreci sağlıklı geçirebilmek için bir kaç danışmanlık seansı yararlıdır. Bu verilen bilgiler boşanma sırasında genel olarak nasıl davranmalı bilgileridir. Elbetteki her aile kendine özgüdür ve bireysel farklılıklar sözkonusudur. Bu nedenle aileye özgü danışmanlık alınmasında fayda vardır.